Dilekçeler Komitesi önünde Andrea Jacob
Çocuğu üstesinden gelmek – eke – pas
2015-05-07
Hier ihre Rede:
“Ich spreche für den 1. Vorsitzenden, der Bürgerrechtsbewegung Eltern und Kinder, Herrn Gerhard Jüttner, und habe diese Rede mit ihm zusammen verfasst.
Ich spreche auf Deutsch, weil die hier betroffenen Menschenrechtsverletzungen in Deutschland stattfinden.
İzin verirseniz, ebeveynlerin temsilcileri olarak, çocuklara ve ebeveynlere karşı haksız insan hakları ihlalleri ile ilgili 1000 den fazla vaka sunmaya hazırız.
Alman gençlik dairelerinde sistemik sorunlar şunlardır:
1. Anti işkence-, İnsan hakları-, çocuk hakları- ve özürlü hakları komisyonu göz ardı edilmesi
2. yasalara uyulmaması
3. yetersiz teknik denetim
4. yetersiz yasal denetim
Bize bildirilen 1000 vaka ve kendi vakam sayesinde bunları kanıtlayabilirim.
Almanya da çocuklar zorla ailelerinden alınıyor ve izole ediliyor. Bazen şiddet kullanılıyor veya çocuklar sınır dışı ediliyor. Bu tür davranış çocuklar ve ebeveynler üzerinde ciddi anlamda sağlık sorunları yaratıyor.
Fabricius ve ark (2012) çalışmasına göre :. Ebeveynlere İletişim kaybında Çocuklarda zihinsel ve fiziksel kayıplar olduğu tespit edilmiştir.
Ebeveynlerin yokluğu çocuklar da kronik stres yaratıyor ve bundan dolayı sağlık riski artıyor.
yakın bakıcılar/ebeveynlere ulaşılamaz olduğunda stres tepkisi sistemi devreye girer. çocuklar „sürekli stres“ içinde yaşar. Kronik stres, ciddi uzun süreli sağlık sorunlarına yol açar, fiziksel sisteme ve organlara zarara yol açar.
Prof. Dr. Ursula GRESSER tarafindan Münih Üniversitesi’nde çocukların ve ebeveynlerin zoraki ayirmanin sağlık etkileri olup olmadığı araştırılmaktadır.
İlk sonuçlar da, özellikle izolasyon çocuklar ve ebeveynler için uzun vadede önemli sağlık hasarlarına neden olduğunu göstermektedir.
Mağdur ailelerin açıklamalarından Birleşmiş Milletler işkenceye karşı sözleşmesine rağmen onlara işkence yapıldığı anlaşılıyor. Savaş gibi bir durum yaşanıyor ülkemizde.
Özellikle göçmen kökenli ailelerde zorunlu ebeveyn-çocuk ayrımı yaşanıyor.
Alman medyası gençlik daireleri ve aile mahkemeleri tarafından işlenen hukuk ve temel haklar ihlali durumunu gündeme getirdiğinden dolayı ödül hakki kazanmıştır.
Almanya da çocuk ticareti ile büyük kazançların elde edildiği ve mafya benzeri ağların mevcut olduğuna dahi ipuçları var.
Münih de bir Avukat verdiği konferans da bu durumu, yani bir ebeynin çocuğundan haksız yere nasıl koparıldığını, detaylı bir şekilde ifade etti. Bu sunum İnternette mevcut ve herkes ulaşabilir.
Çocuklar ya bir ebeveynden izole ediliyor yada zorla çocuk yurtlarına bırakılıyor veya profesyonel bakıcı olan koruyucu aileye veriliyor veya iki ebeveyden de ayrılıyor. Buna almanya da “incognito bakım” denir.
Ebeveynler çocuklarının nerede olduğunu, ve hala hayatta olup olmadığı bile bilmiyor bu durumda.
Münih Üniversitesi Dr. U. Gresser tarafından değerlendirilmekte olan bilgiler daha sonuçlanmadan bu tür izolenin çocuklar ve aileler üzerinde fiziksel ve ruhsal yönden acı yarattığını belirtiyor.
Bu Birleşmiş Milletlerin İşkenceye Karşı Sözleşmesinin 1. maddesi uyarınca işkence suçu demektir.
Bunlar bireysel vakalar değil! 2008 yılından bu yana, psikolog olarak bana mağdur aileler tarafından 300 rapor sunuldu. Bu raporların en fazla 2 sı neredeyse şartlara uygun yazılmıştı. Sadece kalite eksiliği ile kalmıyor raporlar taraflı tasarlanıyor. Mahkeme dosyaların içeriği, kanıtlanabilir şekilde bile olsa, raporlar da yanlış kullanılıyor ve manipüle ediliyor, bu aynı zamanda gençlik dairelerin dosyaları için de geçerli.
Burda bulunan Bay Franz Romer, bu komiteye dilekçe vermemesi için gençlik dairesi mahkeme ye suç duyurusunda bulundu ve tedbir alındı. Mahkeme kararına aykırı davranması durumunda cezalandırılacağı bildirildi. Bu durum karşısında Bay Romer in demokratik hakları ihlal ediliyor.
Benzer bir olayı Professor Christidis yaşadı. Gençlik dairesi tarafından iş verenine yazılan bir mektup da Professor Christidis`in tüm temel hakları elinden alınması talebinde bulunuldu.
Burda bulunan emekli öğretmen büyükanne ve büyükbaba Orlowski Bremen gençlik dairesi tarafından tehdit edildiler. Şayet gençlik dairesine karşı yürüş ve eylemler den vazgeçmez iseler, zaten alındığından beri göremedikleri torunlarını bir daha asla göremeyecekler`miş.
Size kendi yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Geçen sene 1 Nisan 2014 de buraya dilekçe yazan aileleri destekleme amaçla gelmiştim ve bu konuyla ilgili Foyer de röportaj vermiştim. Evime dönerken bir telefon geldi, torunlarımın üçü de gençlik dairesi tarafından alınmış. Bunun için hiç bir sebep yoktu. En küçük torunumu medya kampanyası sayesinde geri alabildik. İki torunumu ne anneleri, ne de ben bir daha göremedik.
Bu yaşananlar Alman Politikasının ne kadar kısa kanalları olduğunun ispatı dır.
Almanya Avrupa Elçilerinin sayısız uyarılarına rağmen bu uyarıları göz ardı ettiği için, dilekçe komitesinden şunları istiyorum:
1. Avrupa komitesinden İnsan hakları Sözleşmesinin (AİHS) temel hakları Madde VI ve Madde VIII ne aykırı davranışından dolayı Almanya´ya soruşturma açılmasını
2. Şayet insan hakları ihlalinin devamında Madde 7 ye uygun şekilde almanya´ya ceza uygulanmasını
3. Almanya´yı İnsan hakları sözleşmesinin (AİHS) Madde VI ve Madde VIII korunması gerektiği hakkında uyarmayı
4. gençlik daireleri ve aile mahkemeleri almanya´nın da Avrupa insan hakları sözleşmesine, işkenceye karşı (CRC) ve Anti işkence sözleşmesinin almanya için de geçerli olduğunu bildirmenizi
5. almanya da izole edilen çocukların sayılarının derhal kayıt edilmesini
6. çocukların izole edilmesinin sonlandırılıp ailelerine geri dönmelerini talep ediyorum.
Çok minnettarım.